It was so touching, I almost cried.
- Çok acıklıydı, neredeyse ağlıyordum.
What a touching story!
- Ne acıklı bir hikaye!
The movie was so sad that everybody cried.
- Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı.
How sad and pathetic!
- Ne kadar hüzünlü ve acıklı!
That is a distressing story.
- Bu acıklı bir hikaye.
His driving was pathetic.
- Onun sürüşü acıklıydı.
Just leave me alone. You're pathetic.
- Sadece beni yalnız bırak. Sen acıklısın.
The pitiful sight moved us to tears.
- Acıklı görüntü bizi gözyaşlarına boğdu.
This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
That is a distressing story.
- Bu acıklı bir hikaye.