You don't need to suffer in silence.
- Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.
To some life is pleasure, to others suffering.
- Bazılarına göre hayat zevktir, diğerlerine göre acı çekmektir.
Nobody wants to be in pain.
- Kimse acı çekmek istemez.
Nobody wants to be in pain.
- Kimse acı çekmek istemez.
Nobody wants to be in pain.
- Kimse acı çekmek istemez.
Nobody wants to be in pain.
- Kimse acı çekmek istemez.
To some life is pleasure, to others suffering.
- Bazılarına göre hayat zevktir, diğerlerine göre acı çekmektir.
My suffering is due to life’s miseries.
- Acı çekme hayatın sefaletinden kaynaklanıyor.
Do you think that plants feel pain?
- Bitkilerin acı çektiğini mi düşünüyorsun?
My wife is suffering from pneumonia.
- Eşim zatürreden dolayı acı çekiyor.
He is suffering from a serious illness.
- Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.
Tom sensed that Mary was in pain.
- Tom Mary'nin acı çektiğini hissetti.
You look like you're in pain.
- Acı çekiyor gibi görünüyorsun.