Onlar beni sözlü olarak taciz ettiler.
- They verbally abused me.
Onlar bizi sözle taciz etti.
- They verbally abused us.
Alkolü kötüye kullanma kampüste ciddi bir sorundur.
- Alcohol abuse is a serious problem on campus.
Bu otoriteyi kötüye kullanmadır.
- That's an abuse of authority.
O ayrıcalığı istismar etti.
- He abused the privilege.
Tom güvenimi istismar etti.
- Tom abused my confidence.
Sabrımı suistimal etmeyin.
- Don't abuse my patience.
Mary'nin kocası onu suistimal etti.
- Mary's husband abused her.
Dan, Linda'ya cinsel tacizde bulundu.
- Dan sexually abused Linda.
Biri hayvanları istismar etmemelidir.
- One must not abuse animals.
İnsanlar hayvanları istismar etmemeli.
- People shouldn't abuse animals.
Sabrımı suistimal etmeyin.
- Don't abuse my patience.
Mary'nin kocası onu suistimal etti.
- Mary's husband abused her.
Tom'un ilacı kötü amaçla kullanma sorunu vardır.
- Tom has a problem with drug abuse.
Kral, gücünü kötüye kullandı.
- The king abused his power.
Tom otoritesini kötüye kullanıyor, bu yüzden hiç kimse onu sevmiyor.
- Tom abuses his authority, so no one likes him.
Ayrıcalığı kötüye kullanmıştır.
- He must have abused the privilege.
The two parties, after exchanging a good deal of abuse, came to blows.
Liberty may be endangered by the abuses of liberty, as well as by the abuses of power.
Can we this quote? Their eyes red and staring, cozened with a moist cloud, and abused by a double object. - Jeremy Taylor (1633-67).
... abuses skyrockets. Now, this is not to say that owner override ...