Mary'nin kocası onu suistimal etti.
- Mary's husband abused her.
Mary'nin kocası onu suistimal etti.
- Mary's husband abused her.
O, bir çocuk tacizi için cezalandırıldı.
- He was punished for child abuse.
Onlar beni sözlü olarak taciz ettiler.
- They verbally abused me.
Alkolü kötüye kullanma kampüste ciddi bir sorundur.
- Alcohol abuse is a serious problem on campus.
Her kişi, ayrıcalıklarını kötüye kullanma gücüne sahiptir.
- Every person has the power to abuse their privileges.
Tom, babası tarafından istismar edildi.
- Tom was abused by his father.
Tom güvenimi istismar etti.
- Tom abused my confidence.
Mary'nin kocası onu suistimal etti.
- Mary's husband abused her.
Sabrımı suistimal etmeyin.
- Don't abuse my patience.
Dan, Linda'ya cinsel tacizde bulundu.
- Dan sexually abused Linda.
Biri hayvanları istismar etmemelidir.
- One must not abuse animals.
İnsanlar hayvanları istismar etmemeli.
- People shouldn't abuse animals.
Sabrımı suistimal etmeyin.
- Don't abuse my patience.
Mary'nin kocası onu suistimal etti.
- Mary's husband abused her.
Diktatör ayrıcalıklarını istediği kadar kötüye kullandı.
- The dictator abused his privileges to his heart's content.
Tom'un ilacı kötü amaçla kullanma sorunu vardır.
- Tom has a problem with drug abuse.
Ayrıcalığı kötüye kullanmıştır.
- He must have abused the privilege.
Tom otoritesini kötüye kullanıyor, bu yüzden hiç kimse onu sevmiyor.
- Tom abuses his authority, so no one likes him.
The two parties, after exchanging a good deal of abuse, came to blows.
Liberty may be endangered by the abuses of liberty, as well as by the abuses of power.
Can we this quote? Their eyes red and staring, cozened with a moist cloud, and abused by a double object. - Jeremy Taylor (1633-67).
... to be abused, and how do I deal with that? ...
... they're going to be abused. ...