ability, skill

listen to the pronunciation of ability, skill
Английский Язык - Турецкий язык

Определение ability, skill в Английский Язык Турецкий язык словарь

bent
eğilim

Onun müzik için doğal bir eğilimi var. - He has a natural bent for music.

aptitude
yetenek

O, ressamlık için yeteneklidir. - He has an aptitude for painting.

Ben yüksek yönetim çalışmaları için nihayet yetenek sınavını geçtim. - I finally passed the aptitude test for higher management studies.

aptitude
{i} meyil
aptitude
kabiliyet meyil
aptitude
{i} eğilim
aptitude
anıklık
aptitude
doğal yetenek
aptitude
{i} kabiliyet
aptitude
(Tıp) Fiziksel ve ruhsal olarak bir görevi gerçekleştirebilme yeteneği, istidat
aptitude
{i} uygunluk
bent
(isim) istek, eğilim, yetenek, yatkınlık; çimen, çimenlik; kır
bent
eğim
bent
çatlak
bent
{s} k.dili. deli, çatlak
bent
kavisli
Английский Язык - Английский Язык
bent
{i} aptitude