abendessen

listen to the pronunciation of abendessen
Немецкий Язык - Турецкий язык
[das] akşam yemeği
{'a: bıntesın} s akşam yemeği
s. 'a: bıntesın akşam yemeği
rabbani
akşam yemeği

Akşam yemeğine davetlim olur musunuz? - Ich möchte Sie zum Abendessen einladen.

Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul. - Meine Mutter ist mit der Zubereitung des Abendessens beschäftigt.

Английский Язык - Турецкий язык

Определение abendessen в Английский Язык Турецкий язык словарь

supper
akşam yemeği

Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul. - My mother is busy preparing supper.

Dün akşam akşam yemeğini pişirdim. - I cooked supper last night.

supper
{i} hafif akşam yemeği
supper
akşam yemek

Öğle ve akşam yemeklerini saat kaçta yersin? - At what time do you eat lunch and supper?

have dinner
akşam yemeği ye

Neden bizimle birlikte akşam yemeği yemiyorsun? - Why not have dinner with us?

Tom dün akşam akşam yemeği yemedi. - Tom didn't have dinner last night.

supper
son akşam yemeği
dinners
yemekleri

Bu gece TV yemekleri yiyoruz. - We're having TV dinners tonight.

Biz gerçekten bütün bu insanlara biftek yemekleri almayacağız, değil mi? - We're not really going to buy all these people steak dinners, are we?

dinnertime
akşam yemeği
dinnertime
yemek zamanı
dinnertime
{i} yemek vakti
have dinner
akşam yemeği yemek

Akşam yemeği yemek istiyorum. - I would like to have dinner.

Bir restoranda akşam yemeği yemek istiyorum. - I want to have dinner at a restaurant.

have dinner
yemek yemek

Bu akşam benimle yemek yemek ister misin? - Do you want to have dinner with me tonight?

Bu akşam evimde yemek yemek ister misin? - Would you like to have dinner at my place tonight?

supper
hazreti İsa'nın son akşam yemeği
supper
yemekli gece toplantısı
Немецкий Язык - Английский Язык
supper

I play the piano after supper. - Ich spiele nach dem Abendessen Klavier.

You are to do your homework before supper. - Du musst deine Hausaufgaben vor dem Abendessen machen.

suppers
evening meal
to have a dinner
to be having one's dinner
dinnertime
dinners

She ordered three dinners. - Sie hat drei Abendessen bestellt.

He ordered three dinners. - Er hat drei Abendessen bestellt.

have dinner

Uncle Bob invited us to have dinner. - Onkel Bob lud uns zum Abendessen ein.

I can have dinner ready by 10 o'clock. - Ich kann das Abendessen um 10 Uhr fertig haben.

Abendessen (als Hauptmahlzeit)
dinner
Abendessen inbegriffen
evening meal included
(frühes) Abendessen
high tea (tea at dining table)
Das Abendessen hat mir geschmeckt.
I enjoyed my supper
Dieses Abendessen kostet Sie 60$.
That dinner will set you back $60
Essen (Mittag- oder Abendessen)
dinner
Sehen wir uns zum Abendessen?
Are you on for dinner tonight?
zum Abendessen verabredet sein
to have a dinner engagement
das Abendessen
the dinner