İncil'e göre, pelikan civcivlerini kendi kanıyla besledi.
- According the bible, the pelican fed its chicks with its own blood.
Tom civcivleri bir karton kutuya koydu.
- Tom put the chicks in a cardboard box.
Arabaya bir piliç atalım.
- Let's pick up a chick.
Akşam yemeği için piliç var mı?
- Is there chicken for dinner?
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
- Dad uses fire to roast a chicken.
Fırında kızartılmış tavuğu severim.
- I like roast chicken.
Suçiçeği yaygın bir çocukluk hastalığıdır.
- Chicken pox is a common childhood illness.
Ben bir çocukken su çiçeği geçirdim.
- I had chicken pox when I was a kid.