Sizden henüz bir cevap almadım.
- I have received no reply from you yet.
Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.
- I can't reply your message immediately, for I can't type fast.
O, kaba bir yanıt verdi.
- He made a rude reply.
Mektubuma yanıt vermedi.
- She didn't reply to my letter.
Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
- Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
Son mektubunu yanıtlamaktan mutluyum.
- I am happy to reply to your last letter.
Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum.
- I do not want to reply to his letter.
Parola Dağ dır. Birisi dağ diyorsa, siz nehir diye yanıt verin.
- The password is Mountain. If someone says Mountain, you reply River.
Mektubuma yanıt vermedi.
- She didn't reply to my letter.
Onun mektubunu cevaplamayı unutma.
- Don't forget to reply to her letter.
O soruyu nasıl cevaplayacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to reply to that question.
İstemiyorsan cevap vermek zorunda değilsin.
- If you don't want to reply, you don't have to.
Üzgünüm, Esperanto cevap vermek için hâlâ yeterince bilmiyorum.
- Sorry, I still don't know enough to reply in Esperanto.