Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.
- The official in charge let me in.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Resmî evrakları imzalayamadı.
- He could not sign official papers.
Jabulani, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın resmi maç topudur.
- The Jabulani is the official match ball of the 2010 FIFA World Cup.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
- Canadian officials weighed the supplies of each man.
Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.
- Many high-level officials attended the meeting.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek.
- Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.