Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
- I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Kadını nerede gördün?
- Where did you see the woman?
Kadın bir portakal yiyor.
- The woman eats an orange.
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
- He left his wife and shacked up with a woman half her age.
İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.
- Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
- It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
Şu kadını görüyor musun? O benim eşim.
- Do you see that woman? She's my wife.
Bu mektup yaşlı bayanadır.
- This letter is to the old woman.
Polonyalı bir bayanla evlendim.
- I am married to a Polish woman.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
- It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
Ev kadınların dünyasıdır, dünya erkeklerin evidir.
- The home is the woman's world, the world is the man's home.
Benim yalnızca bu valizim var.
- I only have this baggage.
Kyoko benim için valizimi taşıyacak kadar yeterince kibardı.
- Kyoko was kind enough to carry my baggage for me.
DA: You faggot, you; don't let on you don't know.
... children per woman. There has been an amazing transformation in ...
... One woman said I need to move to Santa Fe. ...