Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
Saat şimdi yedi kırk beş.
- It's quarter to eight now.
Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?
- Are you ready to order now?
Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
- What I want now is not money, but time.
Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
- My grandmother used to go out for a walk almost every day, but now she seldom, if ever, goes out.
Bu çılgınca bir fikir gibi görünebilir fakat sanırım hemen şu anda Tom'u ve Mary'i ziyaret etmeye gitmeliyiz.
- It may seem like a crazy idea, but I think we should go visit Tom and Mary right now.
Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
- What I want now is not money, but time.
Asama yanardağı şu an hareketsiz.
- Mt. Asama is now dormant.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Şimdi bile zaman zaman artçı şoklar var.
- Even now there are occasional aftershocks.