Bu tamamen gönüllüydü.
- This was totally voluntary.
Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.
- The company appealed for people to take voluntary resignation.
O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.
- She resolved to work as a volunteer.
Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
- She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
Bağışlar isteğe bağlıdır.
- Donations are voluntary.
Belkide gönüllü olmaya istekli olurdun.
- Perhaps you'd be willing to volunteer.
... and that they are so many other ways to to volunteer you can volunteer time you ...
... volunteer ...