Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
- You'll be able to drive a car in a few days.
Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
- You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
Tom bir kaç kere başını salladı.
- Tom nodded his head a few times.
Adam bir kaç saat önce vefat etti.
- The man passed away a few hours ago.
Teknik Oturum Gündeminde birkaç kişi daha sonra gün içindeki bazı oturumlara katılmak istediklerinden söz ettiler.
- A few people mentioned they would like to attend some sessions later in the day on the Technical Session Agenda.
Birkaç kitap var ama onlarda bazı baskı hataları var.
- There are a few books, but they have some misprints.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Tom'un bir sürü tanıdığı olduğu hâlde çok az arkadaşı var.
- Tom has lots of acquaintances but very few friends.
... There was very few of them. ...
... So I have had very few, I should ...