Tom ve Mary, balayıları için Hawaii'yi seçtiler.
- Tom and Mary chose Hawaii for their honeymoon.
O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.
- He turned the bottle upside down and shook it, but still the honey wouldn't come out.
Canım, saat 11.00'de iş için beni uyandırmayı unutma.
- Honey, don't forget to wake me up for work at 11 o'clock.
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
Üzgünüm tatlım, hala ofiste çakılıp kaldım.
- Sorry honey, I'm still stuck at the office.
Benim için alışverişe gider misin, tatlım?
- Honey, will you go shopping for me?
Uykulu musun, sevgilim?
- Are you sleepy, honey?
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir.
- This store has a variety of spices.
Biz çeşitli ürünler yetiştirdik.
- We grow a variety of crops.
Balım, açıklayabilirim.
- Honey, I can explain.
Ne kadar balımız var?
- How much honey do we have?