Onun hayatı çeşitlilikle doluydu.
- His life was full of variety.
Ben sadece hayatımda biraz daha çeşitlilik istiyorum.
- I just want a little more variety in my life.
Menünün içinde büyük bir çeşit yemek vardı.
- There was a great variety of dishes on the menu.
O, çeşitli ekinler büyüttü.
- He grew a variety of crops.
Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.
- Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit.
Biz çeşitli ürünler yetiştirdik.
- We grow a variety of crops.
Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir.
- This store has a variety of spices.
... in our schools, but doing so in a way that ensures kids are learning a variety of subjects ...
... onto the web, a variety of people contributing ...