Onun argümanı mantıklı idi.
- His argument was logical.
Argüman eksiklerle doludur.
- The argument is full of holes.
Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur.
- The most perfidious way of harming a cause consists of defending it deliberately with faulty arguments.
Avukat savunmada niçin kaybetti?
- Why did the lawyer lose in the argument?
Tartışma geçersizdir.
- The argument is full of holes.
Tartışma hızla kontrolden çıktı.
- The argument quickly got out of control.
Savaş için bir kanıt sundu.
- He presented an argument for the war.
Onun iddiası seninkinden daha radikal.
- His argument is more radical than yours.
Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.
- The argument that smoking is injurious has become accepted.
O tartışmayı yaptığımızdan beri Tom benimle konuşmadı.
- Tom hasn't talked to me since we had that argument.
Konuşmacının tartışması konuyla alâkasızdı.
- The speaker's argument was off the point.