Onun her zaman, dünya hakkında büyük bir merakı oldu.
- He has always had a great curiosity about the world.
Bugünün Pekin'i bende çok derin bir etki bıraktı ve merakımı uyandırdı.
- Today's Beijing has given me a very deep impression and aroused my curiosity.
He kept the strangely shaped rock as a curiosity.