O bir inanç insanıdır.
- He is a man of faith.
Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.
- In other words, he is a man of faith.
Kendine daha çok güvenin olmalı.
- You should have more faith in yourself.
O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.
- He will not steal my money; I have faith in him.
Hristiyan inancında, imanlıların inancına göre, tek bir tanrının vardır ve İsa tanrının oğludur.
- In the Christian faith, followers believe that there is only one God, and Jesus Christ is the Son of God.
Allah'a imanın varsa, tüm beş duyunu kontrol edip huzurlu bir uzun yaşam sürebilirsin.
- If you have faith in God,You can control all five senses and live a peaceful longlife
Köpeklerin vefakarlığı bizi etkiler.
- Dogs' faithfulness impresses us.
Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.
- In other words, he is a man of faith.
Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
- Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
- Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
- He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
Sözüne sadık olmalısın.
- You must be faithful to your word.