Tom, mezarlıklık vardiyasında çalışmayı sevmiyor.
- Tom doesn't like working the graveyard shift.
Bütün hayatım boyunca böyle kasvetli bir mezarlık görmedim.
- Never in all my life have I seen such a dreary graveyard.
Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.
- In the cemetery, there is a statue of a snake biting its own tail.
Ben karanlıktan sonra mezarlık tarafında yürümekten kaçınmaya çalışıyorum.
- I try to avoid walking by the cemetery after dark.