a tool for shaping or preserving the shape of shoes

listen to the pronunciation of a tool for shaping or preserving the shape of shoes
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a tool for shaping or preserving the shape of shoes в Английский Язык Турецкий язык словарь

last
son

Devenin belini kıran son saman çöpü. - The last straw breaks the camel's back.

Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03 - Date of last revision of this page: 2010-11-03

last
{f} sürmek

Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi. - Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.

last
{s} geçen

Geçen yıl Londra'ya gittik. - We went to London last year.

O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı. - He began to work for that company last year.

last
{f} dayanmak
last
bitmemek
last
son olarak

Son olarak o Amerika'ya gitti. - Lastly, she went to America.

Tom son olarak vardı. - Tom was the last to arrive.

last
herkesten sonra
last
en son

En sonunda hatasını anladı. - At last, he realized his error.

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler. - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.

last
herşeyden sonra
last
{f} sür

Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim. - I had my driver's license renewed last month.

Konuşma otuz dakika sürdü. - The speech lasted thirty minutes.

last
{i} ölüm

Geçen yıl Flipinlerde, depremler ve deprem dalgaları 6000'den fazla kişinin ölümüne sebep oldu. - Last year in the Philippines, earthquakes and tidal waves resulted in the deaths of more than 6,000 people.

Tom geçen yaz yakın bir ölüm deneyimi yaşadı. - Tom had a near death experience last summer.

last
en sonra
last
{i} kundura kalıbı
last
sonuncu olarak
last
(zarf) son, sonunda, sonuç olarak, son kez, son olarak
last
en nihayet
last
gayet
last
son kez

Sana borç para vereceğim, ama aklında bulunsun, bu son kez. - I'll lend you money, but mind you, this is the last time.

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı. - I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.

last
son mudafaa
Английский Язык - Английский Язык
last

How is an in-your-face black leather thigh-high lace-up boot with a four-inch spike heel like a man's black calf lace-up oxford? They are both made on a last, the wood or plastic foot-shaped form that leather is stretched over and shaped to make a shoe.

a tool for shaping or preserving the shape of shoes

    Расстановка переносов

    a tool for shap·ing or pre·ser·ving the shape of shoes

    Турецкое произношение

    ı tul fôr şeypîng ır prizırvîng dhi şeyp ıv şuz

    Произношение

    /ə ˈto͞ol ˈfôr ˈsʜāpəɴɢ ər prēˈzərvəɴɢ ᴛʜē ˈsʜāp əv ˈsʜo͞oz/ /ə ˈtuːl ˈfɔːr ˈʃeɪpɪŋ ɜr priːˈzɜrvɪŋ ðiː ˈʃeɪp əv ˈʃuːz/
Избранное