a thing pickled, salt liquor, brine, state

listen to the pronunciation of a thing pickled, salt liquor, brine, state
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a thing pickled, salt liquor, brine, state в Английский Язык Турецкий язык словарь

pickle
{i} turşu

Tom dereotu turşusu yemedi. - Tom didn't eat dill pickles.

Ben dereotu turşusu yemiyorum. - I don't eat dill pickles.

pickle
{i} yaramaz
pickle
dili sıkıntılı veya güç durum
pickle
metal yüzünü parlatmak
pickle
turşu kurmak
pickle
asitle yakmak
pickle
turşusunu kurmak
pickle
turşu suyu
pickle
{i} salamura
pickle
rengi ağa
pickle
(isim) turşu, salamura, salatalık turşusu, zor durum, yaramaz, afacan, metal temizleme asidi
pickle
{i} metal temizleme asidi
pickle
varta
pickle
dili afacan çocuk
pickle
{i} salatalık turşusu

Salatalık turşusu ile sarı pirinç yemeyi severim. - I like to eat yellow rice with cucumber pickles.

pickle
(fiil) turşusunu kurmak, tuzlayarak saklamak, salamura yapmak, sarhoş etmek, asitle temizlemek [met.]
pickle
pickledturşusu kurulmuş
pickle
{f} salamura yapmak
pickle
{f} sarhoş etmek
Английский Язык - Английский Язык
{n} pickle
a thing pickled, salt liquor, brine, state

    Расстановка переносов

    a thing pickled, SALT liquor, brine, state

    Произношение

Избранное