a thing defined or explained

listen to the pronunciation of a thing defined or explained
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a thing defined or explained в Английский Язык Турецкий язык словарь

definite
{s} belirli

Kitabın geri dönüşü için belirli bir zaman yoktur. - There is a definite time to return the book.

Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır. - In Esperanto there is no indefinite and only one definite article.

definite
tamamen
definite
mahdut
definite
mukarrer
definite
belirtili
definite
tam

Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor. - Tom definitely knows exactly what happened.

Bir gün kesinlikle Fransa'yı ziyaret edeceğim. Sadece tam olarak ne zaman olduğunu bilmiyorum. - Sometime I'll definitely visit France. I just don't know exactly when.

definite
kesin

Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır. - Tom should definitely ask for Mary's opinion.

Sığır serbestleştirilmesinin kesin sonucu ortaya çıkmadan önce dört yıl olacak. - It will be four years before the definite result of beef liberalization emerges.

definite
açık

Onun Amerika'ya gideceği açık. - It is definite that he will go to America.

definite
{s} şüphesiz
definite
kati surette
definite
(sıfat) kesin, şüphesiz, kuşkusuz; belirli, açık; kati; su götürmez
definite
yanidefinitely kesinlikle
definite
definite article İngilizcede isimden önce kullanılan ve nitelediği ismi belirleyen kelime
definite
{s} kati
definite
{s} belirli, belli
definite
{s} kuşkusuz
Английский Язык - Английский Язык
{n} definite
a thing defined or explained

    Расстановка переносов

    a thing de·fined or explained

    Турецкое произношение

    ı thîng dîfaynd ır îkspleynd

    Произношение

    /ə ˈᴛʜəɴɢ dəˈfīnd ər əkˈsplānd/ /ə ˈθɪŋ dɪˈfaɪnd ɜr ɪkˈspleɪnd/
Избранное