Çivi onun ceketini yırttı.
- The nail tore his jacket.
Bir çivi lastiği patlatmış
- A nail punctured the tire.
Onlar çivileri söktü.
- They pulled out the nails.
Kutu çivilenerek kapatıldı.
- The box was nailed shut.
Onları nerede yakaladın?
- Where did you nail them?
Sanırım onu yakaladın.
- I think you nailed it.