Tom'un parmağında bir kıymık vardı, bu yüzden onu çıkarması için Mary'nin ona yardım etmesini rica etti.
- Tom had a splinter in his finger, so he asked Mary to help him get it out.
Avucumun içinde bir kıymık var.
- I have a splinter in the palm of my hand.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
- I tried a piece of cake and it was delicious.
Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.