O, çoğunlukla o tavernaya giderdi.
- He would often go to that tavern.
Bana iyi bir taverna önerebilir misin?
- Can you suggest me a good tavern?
En yakın meyhane nerede?
- Where is the nearest tavern?
Japon tarzı bir handa, onlar her türlü ihtiyacınla ilgilenirler, bu nedenle parmağını kaldırmak zorunda kalmazsın.
- At a Japanese-style inn, they take care of your every need, so you don't have to lift a finger.
Onlar yolcu hanına girdi ve üçü masaya yerleşti fakat onlardan hiçbirinin iştahı yoktu.
- They entered the inn and the three settled down at the table, but none of them had an appetite.
O otel, yemek hariç gecelik 5000 yendir.
- That inn is 5,000 yen a night, meals excluded.
... tavern mayor governor ...