Tom işi yapması için Mary'yi görevlendirdi.
- Tom assigned Mary to do the job.
Benim görevim donuk ve sıkıcı.
- My job is dull and boring.
Bu görevi başka bir kişiye vermelisin.
- You should give this task to some other person.
Stajyer, görevin yüküne dayanamadı.
- The trainee could hardly bear the burden of the task.
Ann, bir iş bulamıyor.
- Ann can't find a job.
İşinden ayrılmaya karar verdi.
- She decided to quit her job.
Ben meslek hakkında buradayım.
- I'm here about the job.
Hayalindeki meslek nedir?
- What is your dream job?
O, iş için uygun değil.
- He is not up to the task.
Bir ülkeyi yönetmek kolay bir iş değildir.
- To rule a country is no easy task.
Benim işyeri ile iyi bir iş yaparım.
- I do a good job with my work.
Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
- Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
Tom işini bırakması gerektiği konusunda Mary'yi ikna etmekte zorluk yaşadı.
- Tom had difficulty convincing Mary that she should quit her job.
Tom, Mary'yi işinden ayrılmaya ikna etmekte zorluk yaşadı.
- Tom had difficulty convincing Mary to quit her job.
Tom iyi bir iş yapmak için Mary'ye güvenebileceğini düşündü.
- Tom thought that he could count on Mary to do a good job.
Ben iyi bir iş yapmak istiyorum.
- I want to do a good job.
... like the new task switcher we introduced in Honeycomb. You can see it here. ...
... markets, but we've also set up a task force for trade that goes after anybody who is taking ...