a superintendant, guide, ruler, rule

listen to the pronunciation of a superintendant, guide, ruler, rule
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a superintendant, guide, ruler, rule в Английский Язык Турецкий язык словарь

director
{i} müdür

Şirketin müdürüyle görüşmek istiyorum. - I want to see the director of the company.

Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı. - The research director had the department do a thorough job in testing the new product.

director
{i} yönetmen

Steven Spielberg bir film yönetmenidir - Steven Spielberg is a film director.

Gözde film yönetmenin kimdir. - Who's your favorite movie director?

director
yönetici

Aktörün yönetici ile bir anlaşmazlığı vardı. - The actor had a dispute with his director.

Onlar onu bir yönetici olarak atadılar. - They appointed him as a director.

director
rejisör
director
(Dilbilim) yönlendirici
director
{i} yönetim kurulu üyesi
director
{i} direktör
director
{i} orkestra şefi
director
{i} idareci
director
(Askeri) KOMUTA ALETİ: Radar ve telemetre gibi bir cihazdan alınan bilgilere dayanarak devamlı surette atış esaslarını hesap eden ve bunları toplara intikal ettiren bir elektromanyetik cihaz. Bu cihaz; hareket halindeki bir hedefi, istikamet açısı ve açısal yükseklik bakımından takip etmek için kullanılır. Buna "antiaircraft director" da denir
director
{i} koro şefi
Английский Язык - Английский Язык
{n} director
a superintendant, guide, ruler, rule
Избранное