a sudden flash; transient luster

listen to the pronunciation of a sudden flash; transient luster
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a sudden flash; transient luster в Английский Язык Турецкий язык словарь

glimpse
anlık bakış

Tren geçerken Tom sürücünün bir anlık bakışını yakaladı. - Tom caught a glimpse of the driver as the train raced past.

glimpse
görünüş/anlık görüntü
glimpse
bir an için gör

Onu bir an için gördüm. - I caught a glimpse of her.

O bana çarpmadan hemen önce diğer arabayı bir an için gördüm. - I caught a glimpse of the other car right before he hit me.

glimpse
{f} göz atmak
glimpse
{f} görünüp kaybolmak
glimpse
{i} belirti

Bazı rüyalar geleceğin bir belirtisidir. - Some dreams are a glimpse of the future.

glimpse
bir an için görme
glimpse
{f} göz at
glimpse
{f} (birini/bir şeyi) bir an için görmek
glimpse
{i} göz atma
glimpse
{i} görüverme
glimpse
kısa bakış
glimpse
bir anlık görme
glimpse
bir an için görmek
glimpse
gözüne ilişmek
glimpse
Bir an için görme, gözüne ilişme
glimpse
Çok az bir zaman için görebilmek
glimpse
{i} işaret
Английский Язык - Английский Язык
glimpse
a sudden flash; transient luster

    Расстановка переносов

    a sud·den flash; tran·sient lus·ter

    Произношение

Избранное