Tom panik yapmamaya çalışıyordu.
- Tom was trying not to panic.
Tren raydan çıktı, ve panik oldu.
- The train was derailed, and panic ensued.
Yangın tiyatroda paniğe neden oldu.
- The fire caused a panic in the theater.
Telaş etmenin bir faydası olmayacak.
- Panicking won't help.