Kaçış denemesi başarılıydı.
- His escape attempt was successful.
Başarın hakkında endişeleniyorum.
- I'm worrying about your success.
Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?
- He said to himself, Will this operation result in success?
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.
- Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Biraz şans bazen beklenmedik bir başarıya götürür.
- A little bit of luck sometimes leads to an unexpected success.
Sosyalist tarım büyük başarıya ulaştı.
- The socialist agriculture achieved great success.
His third attempt to pass the entrance exam was a success.
The new range of toys has been a resounding success.
... As we move forward, I would argue much of the success of ...
... and say success is in the envelope of outcomes. ...