Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Yeni yasa büyük bir reformdu.
- The new law was a major reform.
Asıl branş alanın nedir?
- What's your major field?
Tom Fransızcayı ana branş olarak seçmeye karar verdi.
- Tom decided to major in French.
Tom bir müzik majörü değil.
- Tom isn't a music major.
Binbaşı Anderson savaşı durdurmaya hazırdı.
- Major Anderson was ready to stop fighting.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
- I was an English major.
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
- Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.
Tütün önemli ürünlerden biridir.
- Tobacco was one of their major crops.