Tom ani bir odayı terk etme dürtüsü hissetti.
- Tom felt a sudden urge to leave the room.
Tom itiraf etme dürtüsü hissetti.
- Tom felt the urge to confess.
Onları anlaşmaya teşvik etti.
- He urged them to come to an agreement.
O, onu daha çok çalışması için teşvik etti.
- She urged him to study harder.
Tom Mary'yi öpmek için bir arzu hissetti.
- Tom felt an urge to kiss Mary.
Tom kaçma arzusu hissetti.
- Tom felt the urge to run away.
Tom Mary'yi sanat eğitimi alması için teşvik etti.
- Tom urged Mary to study art.
Tom Mary'yi daha çok çalışması için teşvik etti.
- Tom urged Mary to study harder.