O, bıçaklanarak öldürüldü.
- Tom was stabbed to death.
Polisler onun gırtlağı kesilmeden önce, Tom'un bıçaklandığını düşünmektedir.
- The police think that Tom was stabbed before his throat was slit.
O beni sırtımdan bıçaklamayan tek kişi.
- She's the only one who's not stabbed me in the back.
Tom Mary'yi bıçaklamaya çalıştı.
- Tom tried to stab Mary.