Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a sort of spice, the grain of paradise

listen to the pronunciation of a sort of spice, the grain of paradise
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a sort of spice, the grain of paradise в Английский Язык Турецкий язык словарь

grain
{i} tanecik
grain
(Mühendislik) tane

Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir. - Even a blind chicken can find a grain of corn.

Tek bir tane pirinci israf etmeyin! - Waste not a single grain of rice!

grain
tahıl

Pirinç milyonlarca insanı besleyen bir tahıldır. - Rice is a grain that feeds billions of people.

ABD'den tahıl ithal ederiz. - We import grain from the United States.

grain
greyn
grain
(Gıda) hububat tanesi
grain
(Tekstil) kumaş çizgisi
grain
zerrecik
grain
parça
grain
zerre

Onun hikayesinde bir zerre gerçek yok. - There is not a grain of truth in his story.

a sort of
sözümona
grain
tohum

Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler. - Farmers sow grain seeds in spring.

grain
mermer taklidi boyamak
grain
{f} damarlı yapmak
grain
{i} (arpa, buğday, mısır v.b.) tane: three grains of wheat üç buğday tanesi
grain
{i} (bir ağaç parçasının içindeki)
grain
(isim) tane, tahıl, tanecik, zerre, granül, damar, çizgi, damarlı yüzey
grain
ağaç damarlarını taklit edercesine boyamak
grain
{i} damarlı yüzey
grain
(Tıp) Eczacı tartısında 0.065 gram
grain
hububat,tohum
Английский Язык - Английский Язык
grain
a sort of spice, the grain of paradise

    Расстановка переносов

    a sort of spice, the grain of par·a·dise

    Произношение

Избранное