Bu lezzetli keki tatmak ister misin?
- Would you like to taste this yummy cake?
Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.
- The apples from our own tree taste much better than the sprayed apples from the supermarket.
Bunun kadar sıra dışı bir şey asla tatmadım.
- I've never tasted anything as unusual as this.
Limonun tadını beğeniyor musun?
- Do you like the taste of lemons?
Limonlu suyun tadını beğeniyorum.
- I like the taste of lemon water.
Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.
- Dried fish is not to my taste.
Yabancı pirinç sert ve tatsızdır ve de Japon damak tadına hitap etmez.
- Foreign rice is hard and tasteless, and doesn't appeal to the Japanese palate.
Tat vermek için tuz ve biber ilave et.
- Add salt and pepper to taste.
Zevkler ve renkler tartışılmaz.
- There is no accounting for tastes.
Sanat öğrenimi yapmak iyi bir zevk gerektirir.
- It requires a good taste to study art.
Karpuzun tadını severim.
- I like the taste of watermelon.
Karpuzun tadını severim.
- I love the taste of watermelon.