O, öksüze yakınlık gösterdi ve ona biraz para verdi.
- She sympathized with the orphan and gave him some money.
Bazı öksüzler evlatlık alınacak, ama hepsi değil.
- Some orphans will be adopted, but not all.
O on yaşındayken yetim oldu.
- He became an orphan when he was ten.
Boston'da bir yetimhanede yetiştirildim.
- I was raised in an orphanage in Boston.
Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.
- They adopted the orphan.
O kimsesiz çocuğa acıdı ve ona biraz para verdi.
- She felt sympathy for the orphan and gave him some money.