a short and sometimes occasional encounter or experience

listen to the pronunciation of a short and sometimes occasional encounter or experience
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a short and sometimes occasional encounter or experience в Английский Язык Турецкий язык словарь

brush
fırçalamak

Dişlerimi fırçalamak zorundayım. - I have to brush my teeth.

Uyumadan önce dişlerini fırçalamak zorundasın! - You have to brush your teeth before going to sleep!

brush
{f} süpürmek
brush
{i} ressam
brush
{i} hafif dokunuş
brush
{i} kuyruk (tilki)
brush
{f} sıyırmak
brush
sürtünme
brush
çalılık
brush
çalı

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim. - Before going to study in Paris, I must brush up on my French.

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım. - Before going to work in Paris I need to brush up my French.

brush
temas
brush
hafifçe değmek
brush
sürtünmek
brush
Çalılık, fundalık
brush
fırça,v.fırçala: n.fırça
brush
özellikle tilki kuyruğu
brush
tilki kuyr
brush
(Tekstil) 1. fırça 2. fırçalamak
brush
(fiil) fırçalamak; süpürmek, sürtünmek; değmek, sıyırmak
brush
(Tıp) Fırça, elleri veya diğer bir oluşumu (diş v.s.) temizleme amacıyla kullanılan sert kıldan yapılmış araç
Английский Язык - Английский Язык
brush
a short and sometimes occasional encounter or experience

    Расстановка переносов

    a Short and some·times oc·ca·sion·al en·coun·ter or ex·pe·ri·ence

    Турецкое произношение

    ı şôrt ınd sımtaymz ıkeyjınıl înkauntır ır îkspîriıns

    Произношение

    /ə ˈsʜôrt ənd səmˈtīmz əˈkāᴢʜənəl ənˈkountər ər əkˈspərēəns/ /ə ˈʃɔːrt ənd səmˈtaɪmz əˈkeɪʒənəl ɪnˈkaʊntɜr ɜr ɪkˈspɪriːəns/
Избранное