Tam burada Tom'un dosyasına sahibim.
- I have Tom's file right here.
Ben bir Microsoft Excel dosyası yükledim.
- I have attached a Microsoft Excel file.
Tom bir kaza raporunu dosyalamak için polis karakoluna gitti.
- Tom went to the police station to file an accident report.
Bir hasar raporunu dosyalamak için mi geldin?
- Have you come to file a damage report?
Alet kutusunda bir törpün var mı?
- Do you have a file in the tool chest?
Sen giyinirken tırnaklarımı törpüleyecek zamanım olacak.
- I'll have time to file my nails while you're dressing.
O, dosyaları alfabetik olarak sıraladı.
- She sorted the files in alphabetical order.
Tek sıra halinde sıralan.
- Line up in single file.