Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
- The pioneers overcame a set of obstacles.
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
- Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
Ayrıntılı bir araştırma yaptık.
- We've done an exhaustive investigation.
Polis ayrıntılı aramaları üstlendi ama cesedini bulamadı.
- The police undertook exhaustive searches but failed to find the body.