Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Anne pastayı üç parçaya böldü.
- Mother divided the cake into three parts.
Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.
- They could not agree on some parts of it.
Bu teori üç kısımdan oluşur.
- This theory consists of three parts.
Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu.
- The police regarded him as a party to the crime.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
- Both parties opposed war.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.
- I'm sorry. I'm partly responsible for it.
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
- I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Yarın akşam bir partimiz var.
- We have a party tomorrow evening.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Tom zaten görevini yaptı.
- Tom has already done his part.
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
- What is the hard part of learning Japanese?
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
- These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı.
- Tom budgeted three hundred dollars for the party.
O, evinden ayrılmak zorunda kaldı.
- He had to part with his house.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
- No one was in a hurry to leave the party.