Bir peçete alabilir miyim, lütfen?
- Could I have a napkin, please?
Emmy peçeteyi ikiye katladı.
- Emmy folded the napkin in half.
Tom uyku tulumunun altına bir köpük yastık koydu.
- Tom put a foam pad under his sleeping bag.
Tom köpük yastık üzerine uyku tulumu serdi.
- Tom unrolled his sleeping bag on his foam pad.