O direnmekten vazgeçti ve kendini kaderine teslim etti.
- He stopped resisting, and resigned himself to his fate.
Günaha karşı direnmek gerçekten çok zor.
- It's hard to resist temptation.
Ben birinci sınıf bir kamara ayırmak istiyorum.
- I want to reserve a first-class stateroom.
Tom'un boynunu sıkma dürtüsüne karşı koymak zordu.
- It was hard to resist the impulse to wring Tom's neck.
Bazen kahkahayla gülme dürtüsüne karşı koymak zordur.
- Sometimes it's hard to resist the impulse to burst out laughing.
Üç kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
- I'd like to reserve a table for three.
İki kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
- I'd like to reserve a table for two.
Otel odamı üç hafta önceden ayırttım.
- I reserved my hotel room three weeks in advance.
Bu trende yer ayırtmak istiyorum.
- I'd like to reserve a seat on this train.
Tom gülümsemeye direndi.
- Tom resisted smiling.
İnsanlar zalim hükümdara direndi.
- The people resisted their cruel ruler.
... the nation's times to city walls were used to resist attacks today the prevent ...