Bizim üniversite bütün gereksinimleri karşılayıncaya kadar Tom'u kabul etmeyecek.
- Our college won't admit Tom until he meets all the requirements.
Tom tüm o gereksinimleri karşılıyor.
- Tom meets all those requirements.
Bu mağaza tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilir.
- This shop can supply all your requirements.
Üzgünüm, ancak ihtiyaçlarınızı karşılayamıyoruz.
- I'm sorry, but we cannot meet your requirements.
Ülkenizde hangi diller rağbette?
- Which languages are in demand in your country?
Uzman işçiler rağbette.
- Specialist workers are in demand.
Onun isteklerine boyun eğdim.
- I gave in to her demands.
Bu isteklere boyun eğmemelisin.
- You must not give way to those demands.
Başkanın çekilmesini talep ettiler.
- They demanded that President resign.
Onlar kitabın tüm kopyalarının imha edilmesini talep ettiler.
- They have demanded that all copies of the book be destroyed.
Koleje kabul için gerekli şeyleri anlatabilir misiniz.
- Please tell me the requirements for admission to the college.
Bana göre, mutluluğun birkaç temel gereksinimi var.
- In my opinion, happiness has a few fundamental requirements.
Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler.
- The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.
Hiçbir şey istemedim.
- I didn't demand anything.
Adalet istemek için buradayız.
- We're here to demand justice.
... So I think that the requirement or the ability for ...
... In Greece, for example, there is no lawful interception requirement, but of course, all ...