a remedy, the employment of a curate

listen to the pronunciation of a remedy, the employment of a curate
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a remedy, the employment of a curate в Английский Язык Турецкий язык словарь

cure
tedavi etmek

Şu anda bu hastalığı tedavi etmek tıbben mümkün değildir. - At present it is medically impossible to cure this disease.

Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı. - Doctors did everything they could to cure him.

cure
{f} iyileştirmek
cure
tedavi

Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı. - Doctors did everything they could to cure him.

Onun hastalığını tedavi edebilecek herhangi bir doktor yoktu. - There was no doctor who could cure her illness.

cure
{i} çare

Onun hastalığının bir çaresi yoktur. - His illness is without a cure.

Çaresi yoksa katlanmak gerekir. - What can't be cured must be endured.

cure
çar

Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar. - Scientists haven't found a cure for cancer yet.

Ölüm dışında her şey için bir çare vardır. - There's a cure for everything, except death.

cure
kurumak
cure
otalamak
cure
sertleşmek
cure
tütsülemek
cure
şifa vermek
cure
(kötü bir durumu) iyileştirmek
cure
(hastayı) iyileştirmek
cure
tuzlamak
cure
past cure tedavi edilebilecek haddi aşmış
cure
sakla/tedavi et
cure
{f} kurutmak
cure
(fiil) iyileştirmek, tedavi etmek; sertleştirmek; kurutmak
cure
{f} iyileştirmek, tedavi etmek, sağaltmak, şifa vermek
Английский Язык - Английский Язык
{n} cure
a remedy, the employment of a curate

    Расстановка переносов

    a remedy, the em·ploy·ment of a cu·rate

    Произношение

Избранное