Makbuzu mutlaka saklayın.
- Make sure you save the receipt.
Bir makbuz istiyorum, lütfen.
- I'd like a receipt, please.
Bir makbuz almayı unutma.
- Be sure to get a receipt.
Agh. Annemden bir hediye almak için uzun bir süre bekledim. Ancak, çok sorunludur.
- Agh. I waited for a long time for the receipt of a present from my mother. However, it's very problematic.
Ben fişinizi yazarken siz de lütfen bekleyin/iz.
- Please wait a moment while I write out your receipt.
Müşterinin fişi var mı?
- Does the customer have his receipt?