Cidden benimle yarışmak istiyor musun?
- Do you seriously want to race me?
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı.
- The United States had won the race to the moon.
Amerika'da yaşayan birçok farklı ırklarda insanlar vardır.
- There are people of many different races living in America.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.
- Tom boasts of never having been defeated in a horse race.
Bu bir at yarışı gibi.
- It's like a horse race.
O, kayak yarışlarında mücadele ediyor.
- He competes in ski races.