a prison.

Английский Язык - Турецкий язык

Определение a prison. в Английский Язык Турецкий язык словарь

Tom soğutucudan bir bira aldı ve onu açtı. - Tom took a beer from the cooler and opened it.

İngiltere'nin iklimi, Japonya'nınki kadar hafif değil, ancak yaz aylarında çok daha serindir. - The climate of England isn't as mild as Japan, but in the summer, it's much cooler.

Bu fırtınadan sonra hava daha serin olacak. - After this storm it will be cooler.

cooler

serin

Güneş lekeleri birkaç bin derece daha serin olduğu için çevrelerinden daha koyu görünür. - Sunspots appear darker than their surroundings because they are a few thousand degrees cooler.

İngiltere'nin iklimi, Japonya'nınki kadar hafif değil, ancak yaz aylarında çok daha serindir. - The climate of England isn't as mild as Japan, but in the summer, it's much cooler.

{i} tımarhane

{i} acayip

{i} akıl hastanesi

{i} akılsız

{i} delice

{i} soğuk içecek

{i} kodes

{i} hapishane

Английский Язык - Английский Язык

Определение a prison. в Английский Язык Английский Язык словарь: tronk
It was built, as far as I can discover, because the Cape Argus rightly denounced the overcrowding of the old tronk on the waterfront.; correctional institution; ratcastle
prison.: pokey
prison.: chokey
prison.: three hots and a cot
A prison: lobspound
A prison: bughouse
A prison: reformatory
a prison: cooler