a pressing; a force applied to a surface

listen to the pronunciation of a pressing; a force applied to a surface
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a pressing; a force applied to a surface в Английский Язык Турецкий язык словарь

pressure
{i} baskı

Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır. - Several politicians exerted strong pressure on the committee.

Vergi reformu için baskı artıyor. - The pressure for tax reform is growing.

pressure
basınç

Cam basınç altında kırılma yeteneğine sahiptir. - Glass has the ability to be broken under pressure.

Büyük basınç nedeniyle boru patladı. - The pipe burst due to great pressure.

pressure
{i} basınç, tazyik: atmospheric pressure hava basıncı. high pressure yüksek basınç. low pressure alçak basınç
pressure
basınçlı

Basınçlı kabın içinde ne pişiriyorsun? - What are you cooking inside the pressure pot?

pressure
sıkıştırmak (bir kimseyi)
pressure
basış
pressure
baskı yapmak (birine)
pressure
sıkıntı

Büyük bir aileyi geçindirmenin sıkıntıları onunla arayı kapatmak için başlıyor. - The pressures of supporting a big family are beginning to catch up with him.

pressure
basma
pressure
sıkma
pressure
{i} sıkışma
pressure
{i} (manevi) baskı: work under
pressure
(fiil) basınç uygulamak, baskılamak, baskı yapmak, zorlamak
pressure
{i} darlık
pressure
manometre
pressure
{f} zorlamak

Seni zorlamak istemiyorum. - I don't want to pressure you.

pressure
{i} pres
pressure
pressure group hükümete tesir etmeye çalışan nüfuzlu grup
Английский Язык - Английский Язык
pressure

Apply pressure to the wound to stop the bleeding.

a pressing; a force applied to a surface

    Расстановка переносов

    a pressing; a force ap·plied to a sur·face

    Произношение

Избранное