Bu olumlu fırsattan yararlandım.
- I availed myself of this favorable opportunity.
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
- We have discussed the problem several times but to no avail.
O boşuna çite tırmanmaya kalkıştı.
- He attempted to climb the fence to no avail.
While holding an avail yesterday, the candidate lashed out at critics.