Bir konuşma, bir tutum, hatalı bir açıklama bir anda her şeyi değiştirebilir.
- One speech, one particular stance, one wrong statement can change everything all of a sudden.
Benim kısa bir açıklamam var.
- I have a brief statement.
Ben onun sözüne inanamadım.
- I could not believe his statement.
Onun sözünün aslını araştıracağım.
- I'm going to ascertain the truth of his statement.
Tanığın beyanına inanıyor musunuz?
- Do you believe the witness's statement?
Onun masum olduğu beyanına inanıyor musun?
- Do you believe his statement that he is innocent?
Kathleen'in ifadelerinin gerçek olduğu çıktı.
- Kathleen's statements turned out to be true.
O, benim ifademin gerçek olduğunu kabul etti.
- She acknowledged that my statement was true.